Psikoterapiye Başlarken Bilinmesi Gerekenler


Yoğun tempolu bir hayat, tatmin edilemeyen beklentiler, yaşadığımız ya da şahit olduğumuz duygusal travmalar, sorunlu ilişkiler… Çoğumuzun hayatında, ilerleyemediğimizi hissettiğimiz, tıkandığımız, baş edemediğimizi farkettiğimiz sorunlarla yüz yüze kaldığımız dönemler olmuştur. Böyle dönemlerde bir profesyonelden destek alma fikri her zaman iyi bir seçenektir.

Psikoterapi, bireylerin duygusal ya da davranışsal sorunlarını, kaynağına inerek azaltan ya da çözümleyen, böylece onların yaşam kalitelerini yükseltmeyi amaçlayan tekniklerin bütünüdür. Süreç, danışan ve psikoterapist işbirliğiyle, danışanın sorunları üzerine çalışılarak ilerler.

Eğer, bir uzmandan yardım almaya karar verdiyseniz, aşağıdaki konuları önceden bilmeniz sürecin daha hızlı ve sağlıklı ilerlemesine yardımcı olacaktır.

Psikoterapistiniz size ne yapmanız gerektiğini, neyin doğru olduğunu söylemez.

Psikoterapist, bu süreçte daha çok yol arkadaşı gibidir. Size doğru sorular sorarak kendinizi keşfetmenize yardımcı olur. Bu noktada siz ne kadar açık ve istekli olursanız süreç o kadar kolaylaşır. Ancak, “Peki, ben şimdi ne yapayım?” sorusuna psikoterapist yanıt vermez, vermemelidir.

Psikoterapi, siz ihtiyaç duyduğunuz süre boyunca devam eder.

“3 seansta kesin çözüm!” gibi söylemlerin psikoterapi dünyasında yeri yoktur. Psikoterapinin ne zaman sonlanacağına terapist ve danışan birlikte karar verirler. Bu süreç birkaç ay sürebileceği gibi birkaç yıl da sürebilir. Dolayısıyla, birkaç seansta aradığı çözümü bulamayanlara sabırlı olmaları önerilir. Ayrıca, danışanının artık psikoterapiye ihtiyaç duymadığını fark ettiği anda süreci sonlandırmak konusunda psikoterapi etiği açısından terapist sorumludur.

Psikoterapide ilaç kullanımı şart değildir, ancak gerekli durumlarda önerilebilir.

Psikiyatrlar dışındaki ruh sağlığı çalışanlarının ilaç yazma yetkisi yoktur. Ancak danışanın durumuna göre, terapisti uygun gördüğü takdirde, ilaç için bir psikiyatriste yönlendirebilirler. Psikiyatristler, üniversitelerin tıp fakültelerinden mezun olup bu alanda uzmanlaşmış tıp doktorlarıdır. Dolayısıyla ilaç yazma yetkileri vardır. Her psikoterapi ilaç tedavisi gerektirmez. Bu nedenle, psikoterapiye ilaç talebiyle gitmek yerine, terapistle bu durumu konuşarak onun yönlendirmelerini almak en doğrusu olacaktır.

Psikoterapi boyunca konuşulanlar kesinlikle gizli kalır.

Bu, psikoterapi etiğinin en temel maddelerinden biridir. Ancak, çocuklarla yapılan terapilerde, terapistin gerekli gördüğü durumlarda çocuğun da bilgisi dâhilinde aileye bilgi verilebilir. Ayrıca, terapistlerin kendi gelişimleri için aldığı süpervizyon denilen görüşmelerde hocalarıyla konuşup onlardan yönlendirme alabilirler. Bu da kesinlikle psikoterapist ve süpervizör arasında kalır ve farklı yerlere taşınmaz.

Psikoterapistinizi değiştirebilirsiniz.

Eğer ilerleyen seanslar sonucunda hala psikoterapinin size fayda sağlamadığını düşünüyorsanız, psikoterapistinizle doğru bir frekans yakalayamadığınız kanısındaysanız ya da psikoterapistinizle aranızda bir güven zedelenmesi oluşmuşsa terapiyi sonlandırabilirsiniz. Ancak unutmamanız gerekir ki, terapi boyunca konuşulan konuların zorluğu da psikoterapistinizle olan ilişkinize bakışınızı etkiler  ve bu arzunuz kendinize karşı bir sabotaj olabilir. Psikoterapi medyada yaratılan algının aksine “modunuzu yükseltmez” çoğunlukla zorlu konuların gündemde olduğu uzun ve sancılı bir süreçtir. bu süreçte dönem dönem danışanda kaçmak ve sıkıntılı meselelerle uğraşmaya son vermek isteği uyanması olağandır, bu hislerinizi açıkça terapistinizle paylaşmak verimi artıran bir hamle olacaktır.  Bu nedenle, bu kararı vermeden önce birkaç seans daha beklemek faydalı olacaktır.

Ayrıca, kısa aralıklarla, çok sayıda psikoterapist değiştirmiş bir danışanın durumu da ayrıca ele alınmalı, danışanın geçmiş deneyimleri, güven ve bağlanma temaları açısından ele alınarak sürekli ve tutarlı ilişkiler kurma konusunda danışan için bir kendini keşif süreci başlayabililir.

Psikoterapistinizle seanslar harici görüşemezsiniz.

Bu da psikoterapinin bir diğer etik kuralıdır. Tıpkı doktor-hasta ilişkisinde olduğu gibi psikoterapistler de danışanlarıyla danışan-terapist ilişkisi dışında bir ilişki kurmazlar, seanslar dışında ya da psikoterapi sonlansa dahi ilişkilerini devam ettirmezler.

Tüm bu farkındalıkla h bir terapi süreci hem danışan hem terapist açısından çok daha sağlıklı ilerleyecektir.