Kardeş kıskançlığı birden fazla çocuğun olduğu hemen her evde yaşanan, ebeveynlerin de sıklıkla yakındığı sorunlardan biri.
Oysa hepimizin zaman zaman hissettiği bir duygu olan kıskançlıkla biz yetişkin halimizle bile kolayca baş edemezken bunu çocuklardan beklememiz ne kadar doğru?
Her şeyden önce, bir anda ailesinin ilgi ve sevgisini, kendi kişisel alanını kardeşiyle paylaşmak zorunda kalan bir çocuğun bu duruma duygusal, hatta bazen fiziksel tepki vermesinin doğal olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Elbette, bunun doğal bir süreç olduğunu kabul etmek bu sorunu göz ardı edebileceğimiz anlamına gelmemeli.
İlk aylar sizi yanıltmasın.
Bazen çocuklar, günün büyük bölümünü uyuyarak geçiren kardeşlerini tehdit olarak algılamazlar. Ama bu, hep böyle olacağı anlamına da gelmez. Ne zaman ki küçük kardeş beşiğinden çıkıp büyüğün alanına ortak olmaya başlar, kıskançlık belirtileri de o zaman baş gösterebilir.
Bazen küçük kardeş de kıskanır.
Kardeş kıskançlığı genellikle büyük kardeşin, yeni doğanı kıskanması şeklinde karşımıza çıksa da, kimi durumlarda küçük kardeşler de büyüklerin yaşı nedeniyle sahip olduğu ayrıcalıkları kıskanabilir.
———————————————-
Çocukların kardeş kıskançlığıyla baş edebilmesini kolaylaştırmanın yolu bu kıskançlığın altında yatan nedeni anlamaktan geçiyor.
Kardeş kıskançlığının nedenleri:
Kardeş kıskançlığının başlıca nedeni, o ana kadar anne babasının tüm ilgisini üzerinde hisseden çocuğun kardeşinin doğumuyla birlikte yaşadığı ikinci plana atılma kaygısıdır. Hamileliğin ilerleyen aylarından doğum sonrasındaki ilk birkaç boyunca annenin odağının yeni gelen bebekte olması çocuktaki bu kaygıyı pekiştirir. Tüm bu süreçte hem annesinde hem de evdeki rutinde gördüğü değişikliklerden kaygılanan çocuk, tüm bu olan bitenden kardeşini sorumlu tutar.
Kimi zaman çocuk, kardeşli düzene adapte olmaya çalışırken bazı tanıdıkların düşüncesizce söylemlerine maruz kalır. “Kardeşin sana hiç benzemiyor.”dan “Kardeşin gelince senin pabucun dama atıldı.”ya kadar uzanan bu sözde şakalar çocuğun kardeşine dair olumsuz hislerini pekiştirebilir.
Kardeş kıskançlığının belirtileri:
Kardeş kıskançlığı sıklıkla, önceden görülmeyen hırçın davranışlarla kendini belli eder. Kendisine gösterilen ilginin azalmasından korkan çocuk şımarıkça davranışlar sergileyerek, inatlaşarak ailesinin sevgisini sınar.
Çoğu zaman bu hırçınlıktan küçük kardeş de nasibini alır. Uyuyan kardeşi uyandırması, elinden zorla oyuncağını alması, bazen kasıtlı olarak canını yakmaya çalışması bu duruma örnek gösterilebilir.
Kimi zaman ise, aslında geride bıraktığı bebeklik dönemi alışkanlıklarına geri dönerek, deyim yerindeyse kardeşinden rol çalarak anne babasından artık göremediği ilgiyi geri kazanmayı umar. Bu dönemde, tuvalet alışkanlığı kazandığı halde tekrar altını ıslatmaya başlayabilir, emziği bıraktığı halde emzik ya da biberon isteyebilir, parmak emme alışkanlığı geliştirebilir, bebek gibi konuşmaya başlayabilir.
Kardeş kıskançlığının nasıl önüne geçilir?
Her ne kadar büyüme sürecinin doğal bir parçası olsa da, kardeş kıskançlığının çocuklarda kalıcı bir hasar bırakmadan atlatılması için ebeveynlerin alması gereken belli başlı önlemler var.
- Hamilelik süresince ön hazırlık yapın.
Çocuğa bir kardeş geleceğini uygun bir dille anlatın ve bu fikre alışması için ona zaman. Bu dönemde çocukla bol bol konuşarak, kardeşinin de ilk zamanlar tıpkı kendi bebekliğinde olduğu gibi annesinin bakımına muhtaç olacağı, bunun artık kendisini daha az sevdikleri anlamına gelmediğini anlatın.
Bunları anlatırken bebek odasını ve eşyalarını hazırlama sürecine onu da dâhil ederek bu heyecana ortak olmasını sağlamak ve böylece dışlanma kaygısının önüne geçmek iyi bir fikir olabilir.
- Eski rutinleri devam ettirin.
Bebeğin doğumuyla birlikte büyük kardeşin günlük rutininde radikal değişiklikler yapmaktan kaçının. Örneğin, uyumadan önce beraber masal okumak gibi bir rutin varsa bunu sürdürün ki çocuk kendisinin artık önemsenmediğini düşünmesin. Bu noktada çocuğun bakımına yardımcı olan diğer kişiler arasındaki iş bölümünü sağlayın.
- İnkâr etmek yerine anlayış gösterin.
Ne kadar özen gösterirseniz gösterin çocuğunuz bir noktada yine de kendini yalnız ya da değersiz hissedebilir. Böyle bir şeyi dile getirdiğinde inkâr etmek ve aksine ikna etmeye çalışmak yerine neden bu şekilde düşündüğünü sorun. Altında yatan nedeni anlayıp onu düzeltin.
- Kıyaslamayın, taraf tutmayın, müdahale etmeyin.
Kardeşleri birbiriyle kıyaslamaktan kaçının. Her birinin farklı bireyler olduğunu ve yaş farkları ne olursa olsun çocuk olduklarını unutmayın. “Sen abisin/ablasın.” “Ya da o büyüktür, yapar” gibi ifadeler kardeşlerin rekabet duygularını besleyebilir.
Sorunlarını kendi aralarında çözmeye teşvik edin. Kendi aralarındaki çatışmalara, fiziksel bir kavgaya dönmediği sürece karışmayın.
- Eşit değil adil davranın.
Pek çok ebeveyn bir çocuğa bir şey alırken diğerine de aynısını almanın, ikisine de aynı şekilde davranmanın eşitliği sağlayacağını düşünür. Oysa her çocuğun ihtiyacı farklıdır. Bazı çocukların duygusal ihtiyaçları daha yoğun olabilir. Böyle bir çocuğa özel ilgi göstermek ayrımcılık anlamına gelmeyecektir.
- Kardeşler arası paylaşımı ve dayanışmayı teşvik edin, ancak zorlamayın.
Kendi aralarında iş bölümü yapmalarına olanak sağlayacak oyunlar kurun, maddi manevi paylaşımda bulunmaları konusunda yönlendirici olun, ancak bu davranışları dayatmayın. Örneğin büyük kardeşin oyuncağını küçük olana verirken büyüğün fikrini almayı ihmal etmeyin.
- Oyun terapisi desteğini göz önüne alın.
Kardeş kıskançlığı nedeniyle ilişkilerin çıkmaza girdiği noktalarda çocuklarla oyun terapisi yardımıyla sorunun altında yatan neden tespit edilebilir ve bu kıskançlığın kronikleşip uzun vadeli sonuçları olan bir davranış bozukluğuna evrilmesinin önüne geçilebilir.