Psikoterapi nedir, ne içindir?

Psikoterapinin hedefi “değişim”dir. Yaşadığınız zorluklarla baş etmenizi zorlaştıran duygu, düşünce ve davranışlarınızı değiştirerek; yaşam ve ilişki kalitenizi artırır. Bunu yaparken de geçici ve gündelik çözümler üretmek yerine; köklü ve kalıcı çözümler üretmeyi amaçlar.

Peki psikoterapi bunu nasıl yapar?

Bugünkü karakterinizi bir duvar olarak düşünün. Senelerce iyisiyle kötüsüyle duygu, düşünce ve davranışlarınızı ve bütün deneyimlerinizi üst üste koyarak ördüğünüz bir duvar. Terapide hedefimiz bu duvarı zayıf düşüren noktaları ve onu ayakta tutan kolonları keşfetmek; gerekli yerlerde malzeme ve tasarım değişiklikleriyle tamir etmektir.

Elbette bu köklü ve zorlu bir çalışmadır. Bu nedenle danışan ve psikoterapistin iş birliğine ve disiplinli çalışmasına ihtiyaç vardır.

Kısa sürelerle gittiğiniz ya da uzun aralıklarla gittiğiniz görüşmeler psikoterapi değil psikolojik danışmadır. Duvarın bir süre daha yıkılmaması için destekler sunsa da bu psikolojik danışmalarla yapılabilecekler sınırlıdır. Bu nedenle bir –iki görüşmeden sonra psikoterapi konusunda hayal kırıklığına uğrayan kişiler aslında psikoterapi sürecine bir şans vermiş sayılmazlar.

Köklü ve kalıcı değişiklikler için, temelden bir araştırma sürecine girmeli, adım adım ve sabırla duvarınız yani kişiliğiniz üzerinde çalışmalı, gerekirse her taşı tek tek sökerek altında yatanları; onu zayıf düşüren ya da güçlendiren harçları keşfetmelisiniz. 

İşte gerçek değişimi getirecek olan bu çalışma psikoterapidir. Bu çalışmayı yürütmek için haftada en az bir ya da iki kere en az kırk beş dakika süren düzenli görüşmeler yapacağınız uzun soluklu bir süreç gereklidir. Aynı zamanda, psikoterapist ve danışanın yoğun zihinsel çalışmaları ve iş birliğine ihtiyaç vardır.

Bu süreçte terapist yol gösterici değil, yol arkadaşı pozisyonundadır. O bir duvar ustası olsa da; kendi duvarınızı, malzemelerinizi, tasarımınızı en iyi siz bilirsiniz. Dolayısıyla psikoterapi süreci iş birliğine dayanır.

Siz zayıf yanlarınızı gösterme konusunda ne kadar cesur olursanız tamir süreci de o denli verimli olacaktır. Kendinize dair merak ve zayıf yönlerinizi görme ve gösterme cesaretiniz terapinin itici gücünü oluşturur. Siz de sıkıntılarınızla baş etmenizi güçleştiren duygu, düşünce ve davranışlarınızı değiştirmek ve kendinizi yeniden tanımak istiyorsanız, daha fazla ertelemeden bir psikoterapiste başvurarak kendinize doğru bir yolculuğa çıkın.

Klinik Psikolog Deniz Ağar